10 Temmuz 2008 Perşembe

Hece hece KO-RE

Kore seyehati boyunca güncel bilgiler gelmeye devam edecek...İlk 3 gün için hazırlanmış, gün özetleri ve tüm fotoğraflar ve diğerleri güncel olarak hep burada olacak !



fotoğraflar : http://picasaweb.google.com/fnrbhce
---------------------------------------------------


gün 1-2 *****


"
Rıza Kazemi
Kore notları
07/08.07.2009
Akşamın en dinlenilesi ve televizyon izlenip ayak uzutılası saati olan 21.20 civarı hareket amacı ile motorlarını çalıştıran uçaktan bu yana 9 bini aşkın kilometre ve 6 tam saat farkı aşıldı. Peki ya bu bir cümle ile anlatılası bir şey midir? , tartışılır, fakat şimdilik ayrıntılara başvurmak tercihim.

Çok sevdiğim, sevdiğim , az sevdiğim ve az sevdirildiğim insanlarla hava alanında vedalaştıktan sonra, çok sevdiğim insanların buruk özlemi içinde , Türkiye topraklarından, uluslar arası bölgeye geçiş yaptım.Barış , gidin gezin 5 dk diyerek , 30 dk sonra toplanmamız için bir alan gösterse de, bu süre -benim de tahmin ettiğim gibi- , 35-40 dk oldu.Neyse ki bundan dolayı buluşma vaktini erkene almıştık...

Nihayetinde uçaktaydık, bir sürü saçma sapan güvenlik kontrolünden sonra...Aslında saçma değil ama zahmetli.Her ne ise...Sağ yanımda, uyruğunu tam bilmediğim, aksanlı ingilizce ve Türkçe konuşan, sarışın ve orta yaşlı tabiri caizse kokoş bir hanım, sol yanımda şirin mi şirin bir bebişi olan bir aile...Aile Seul üzerinden sidney'e gidiyormuş ve anneannelerini ziyarete gidiyorlarmış.Her ne kadar çocuk gece kulağımı çekme ve gözümü çıkarma girişiminde bulunsa da, tatlılığı ona olan hitap şeklimi sabit tutmama yardımcı oldu.Hele ki, ağlarken ben elimi uzatınca susuşu, büyücü müyüm ben neyim? tarzında bir artislenme yaratmıştır bende.

Sonunda seul.Ufak bir hava alanı içi tur sonrası valizlerimiz , ve ardından Batu hocamız ve eşi...Bizi Busan'a uçuracak uçağın kalktığı havalanına götüren servis öncesi, bizi orada karşılayanlar.Ve otobüste ise memleket kokuları : çizi ve biskrem.Karnımızın kazınması geçti ve busan uçağının içinde bulduk kendimizi.Batu hoca, sonradan tren ile katılacaktı aramıza.

Busan'da bizi karşılayan, okul servisi ve Murat hoca olmuştu.Üniversitenin danışması bayanı da unutmamak gerek.Üniversiteye gelir gelmez yurtlara geçtik. Dinlendik ,duş aldık. Sonra da yemeğe.Adres, tanıdık ama yabancı tat mcdonalds.Doyduk mu? doyduk .10 numara mı? Değil.Kaç numara? kore yemeklerine göre 100 desek abartmış oluruz.15 numara felan.Neyse saçmalamadan anlatmak istediğim, aç kalmamak için yemek zorundasın.Yok yemeği beğenmemezlik yok diye bir söz de, "oldu" cevabını çat alır, söz meclisten dışarı.

İkinci günümüzde, sabah sandviç ve kore usulu (ama leziz) brokoli çorbası vardı.Murat hocamız ayrıca birer üzüm suyu ısmarladı.Fena değildi ama çay rulez ! . Neyse gittik kağıt kalem bir şeyler aldık.Çok not tutarız ya, murat hoca 100 yaprak yetmez bile dedi =) .. neyse ki herkes abi sözü dinledi ve 100 yaprak aldı.Bu arada ince ve ilgimi çeken bir not; kalemler monami :D . Sonunda dersteydik.3D history ve 3D issues şeklinde 2 konu gördük.Eğlenceliydi.Daha sonra ses ile ilgili bir konferans vardı.Amerikalı bir hocamız filmlerdeki ses efektlerinin inciğini cinciğini anlattı bize.O da pek sıkıcı değildi.

Derslerden sonra okulu gezdik. Bir okulda daha önce görmediğim, studyo, film seti gibi fantastik şeyler vardı.Genel izlenim olarak bu okul, tasarım, modelleme ve medya (AV) üzerinde yoğunlaşmış.Ayrıca kütüphaneleri ve spor alanları da gel buraya gel buraya diye bağırıyor.Ama neyseki oyun alanında max. 1 saat oynanıyormuş.Ben de neden boş diyorum !

Hepsinden sonra yurtlarda dinlenip akabinde yemeğe gittik.Adres kore mutfaklarının en ünlüsü pizza hut idi :D Doyurucu bir çalışmadan sonra dev bir markete gittik ve ekmek ,peynir gibi şeyler aldık.Ne olur ne olmaz...!

Yorucu günün verdiği uyku ile, ve jetlag 'ın verdiği avantaj ile 12-1 gibi uyku moduna girdik.

-------------------------------------------

gün 3 ******


Rıza Kazemi

09.07.2008

"feel so emtpy without me" diye inleyen alarm bizi uyandırır uyandırmaz, kahvaltıya gitmek için ayaktaydık.Kahvaltı dünkü gibi, sandviç idi.Doyurucu ve yeterliydi.

Ders saatinde bilgisayar lab.'ı kullandık.Adından da anlaşılacağı üzere bu sefer işimiz bilgisayar ile ilgiliydi.3D max studio 9 isimli programa kısa bir giriş, ve programdan jet uçağı tasarımı(kartondan jet gerçek değil ) ile hızlı bir çıkış yaptık. Yarın ise bu uçağı uçuracağız kanımca.

Ardından gelen animation semineri de her ne kadar ninni gibi gelse de, bizler ninni gibi eğitime alışkın olduğumuz için, her şeyi anladık.Hatta sırp bir profesor kankamız bile oldu diyebiliriz .

Akşam saatlerinde maç yapmaya gittik. Yorucu ve aynı zamanda zevkli bir oyun oldu.Batu hocanın deyimiyle, moruklar gençlere karşı, maç yaptık.Batu hoca , sırp hoca ve 1 koreli aynı takımda olan moruk kesmini oluşturuyordu.

Kore lokantasındaki doyurucu yemek çalışmasından sonra, mcdonalds dan dondurma, ardından sahil turu bizi bekleyen şeylerdi.Sahile ulaşım aracı metro ise gün kadar hızlıydı...


Hiç yorum yok: